Sayfalar

26 Eylül 2010 Pazar

Ante-Mortem Başlangıç



Ayın ışığı karanlığı delip kütüphanenin penceresinden içeri giriyordu.
Gözlerini ay ışığına çevirmiş geceyi izliyordu. Çocukluğundan bu yana
beklide ilk defa özlemle bakıyordu ay ışığına. İçinde bir damla sevgi
kaldı ise şu anda ortaya çıkıyordu. Yerde kanlar içinde yatan katibe
baktı. Tüm kütüphaneyi kılıçtan geçirmişti ancak bu katip için önemli
planları vardı.

       Kütüphane çok genişti belki de şehirlerde görülebilinecek en büyük
olanıydı.Pegason kütüphanesi Chorster insan şehrinin ağaçlık kısmını
tutuyordu.Dışı ak taştan yapılmış güzel bir cüce işçiliği vardı ,
üzeride cüce motifleri ile süslenmişti.Camlarında ise Jozan'ın rünleri
bulunuyordu.Buranın kapısında koruma olmazdı.Şehirde herkes
kütüphaneye ve çalışanlarına saygı duyar ve onların başlarına bir
şeyler gelebileceğini tahmin etmezdi.Ante-Mortem dünyasındaki tüm
kütüphanelerden bilgiler buraya gelirdi ve toplanırdı.Bu gece ise
kütüphanenin tüm kapıları efsunlanmış ve tüm büyücüler öldürülmüş
haldeydi.Bu saldırı çok önceden kararlaştırılmış ve
planlanmıştı.Belorin zeki biriydi , yapacağı hareketleri ve pusuları
itina ile hazırlardı.Bu gece çok özeldi , yirmiden fazla büyücüyü ve
ve bütün katibleri öldürebilicek kadar ...Ay ışığına bakıyordu gözlerini kısarak
belki bu hayatındaki son günlerdi ama değecek günlerdi...

Belorinden Anılar

Sadece görmek hissetmek istiyordu. kız habersizdi. Belorin kızın saçlarının kokusunu alabiliyordu. bir an eli hançerine gittine. öldürmek istiyordu ama ona engel olan birşeyler vardı. Az sonra anlamıştı kız hamileydi. Karnı gereğinden fazla şişti. Hançerini bıraktı. ama biraz ileride ona doğru gelmekte olan üç adamı fark etti. siyah cüppesini üstüne çekti. kayanın üstüne uzakdı. kamufle olmuştu. adamlar aralarında konuşarak geliyorlardı ve çok alkollü oldukları belliydi. kadının yanına sindiler. Kadın çaresizce adamlara baktı ve istemiyerek yaptığı belli olarak adamları tatmin etmeye başladı. Belorin'in miğdesi bulanıyordu. elleri istemeden palalarının kabzalarına gitti. ikiz palalar bir anda ahenkle dans etmeye başlamışlardı . havada kavisler çizerek dans ediyorlar ve adamlara sürekli ani yaralar açıyorlardı. Adamlar gecenin karanlığında göremedikleri bu şeyle savaşamıyorlar sadece çaresizce ölümü bekliyorlardı. Sonunda her taraf cesetlerle dolmuştu kopan kafalar parmaklar kollar bacaklar kulaklar. Belorin sessizce tekrar kayanın yanınasindi kadın şok olmuştu hareket edemiyor ağzını açamıyordu . belorin yavaşça kadının yanına ilerledi. Ağzını kapıyan peçesi ve siyah kapşonlu pelerini yüzünden sadece gök mavisi gözleri belli oluyordu. kadına yavaşça baktı ellerini kadının çantasında gezdirdi tek bulabildiği küflü bir parça ekmekti. Anlıyordu kadının parası yoktu ve çocugu için bunu yapmak zorundaydı. Kendi üvey annesi aklına gelmişti. Belorini yetiştirmek için neler yapmıştı. Cebinden altınla dolu bir kese çıkarıp kadına verdi. ve gölgelerin içinde kayboldu.